Washington’da Çin’in nükleer emelleri konusunda artan bir rahatsızlık var. Pentagon, Pekin’in on yıl sonuna kadar nükleer savaş başlıklarının sayısını ikiye katlayarak 500’den 1.000’e çıkarma yolunda ilerlediğini söylüyor; bu, üst düzey ABD’li yetkililerin açıkça "eşi görülmemiş" ve "nefes kesici" olarak adlandırdığı bir gelişme. Çin, nükleer test tesisini önemli ölçüde genişletti ve yakın zamanda 300’den fazla kıtalararası balistik füze silosunun inşa edildiği ülkenin kuzeyindeki üç yeni füze sahası üzerinde çalışmaya devam etti. Çin’in küçük bir nükleer güçten katlanarak daha büyük bir güce dönüşmesi, atom çağının tamamı boyunca dünyanın nükleer silahları arasındaki hassas ikili dengeyi altüst eden tarihi bir değişimdir. Rus ve Amerikan cephanelikleri (büyümeleri, küçülmeleri ve kontrol altına alınmaları) bu dönemi tanımladı; İki ülke arasındaki huzursuz barışın sürdürülmesi, açık iletişim kanallarına, nükleer normlar üzerinde anlaşmaya ve diplomasiye bağlıydı. Şubat ayında Çin, nükleer diplomasiye yönelik nadir bir teklifle, ABD’yi ve diğer nükleer güçleri, tüm tarafların nükleer silahları asla birbirlerine karşı kullanmayacaklarına söz verecekleri bir…
Daha fazla oku@ISIDEWITH1ay.1MO
Üç yönlü bir silahlanma yarışı potansiyeli göz önüne alındığında, ülkeler ulusal güvenlik ihtiyacını nükleer silah gelişiminin artması riskleriyle nasıl dengelemelidir?
@ISIDEWITH1ay.1MO
Nükleer silahlara yönelik ’ilk kullanım yok’ politikaları kavramı hakkında düşünceleriniz nelerdir? Nükleer savaşı önlemek için bunların yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?
@ISIDEWITH1ay.1MO
Ülkeniz nükleer yeteneklerini açıkça genişleten bir ülkeyle nükleer silah müzakerelerine dahil olsaydı nasıl tepki verirdiniz?
@ISIDEWITH1ay.1MO
Nükleer silahlarını genişleten bir ülkenin küresel barışa tehdit oluşturduğuna mı inanıyorsunuz, yoksa bu bir nefsi müdafaa biçimi mi?
@ISIDEWITH1ay.1MO
Günümüz dünyasında bir ülkenin nükleer cephaneliğini önemli ölçüde artırması fikri hakkında ne düşünüyorsunuz?